Çok değil, 31 Mart seçimlerinin üzerinden 1 yıl, 1 ay bile geçmedi. O seçimlerde göreve gelen başkanların bir çoğu daha 1. yıl icraat toplantılarını bile yapmadı.
Gel gelelim Karacabey ve Yenişehir’den seçimlerin yıldönümünde gelen haberler, Türkiye’de seçimlerin bahane, başkan transferlerinin ise şahane olduğunu bir kez daha gösterdi bize.
Biliyorsunuz, AK Parti’nin kalesi olarak gösterilen ilçelerden Karacabey’de İYİ Parti’nin adayı olarak seçimlere giren Fatih Karabatı, 18.182 oy alarak ipi göğüslemişti. Yani 18.182 kişi, “Yeter artık biz AK Parti ile yönetilmek istemiyoruz” demişti.
Yine Yenişehir’de de Cumhur İttifakı ile yönetilmek istemeyen 11.699 seçmen, İYİ Parti’nin adayı Ercan Özel’i başkanlık koltuğuna oturmuştu.
Yani 31 Mart’ta Cumhur ittifakı elindeki iki ilçeyi de İYİ Parti’ye kaptırmıştı.
Demokrasinin en güzel yanıydı, halkın özgürce söz hakkını kullanıp, tercihini sandığa yansıtması.
Tabii bu özgürlük, ne kadar sürecekti. Karacabey ve Yenişehirli seçmenin tercihi ne kadar dikkate alınacaktı.
Gördüğümüz kadarıyla bu çok da uzun sürmedi.
Benim asıl merak ettiğim, seçim öncesi mahalle mahalle, köy köy gezip, iktidarı halka şikayet eden, daha iyi yönetecekleri iddiasıyla halktan destek isteyen ve neticede bu desteği da alan başkanlar, partilerinden istifa etmeden önce, seçmene danışma ihtiyacı duydular mı?
Mesela her seçim öncesi yapılan siyasi anketler gibi bir anket çalışması yapıp, “Biz parti değiştirmek istiyoruz ey halkım ne dersin” diye sordular mı?
Neticede seçmen İYİ Parti logosu altında seçime giren adayları desteklemişti.
Oysa 31 Mart’ta o desteği veren her iki ilçede 30 bine yakın seçmen, bugün itibariyle yok hükmünde sayıldı. Başkanlar fikir değiştirdi, dün “kara” dediklerine, bugün “ak” dediler ve aslında hem seçmenin hem de seçimlerin çok da bir önemi olmadığını herkese gösterdiler.
Gerçi Türk siyaseti için parti transferi günümüzde neredeyse bir rutin haline geldi. Partileriyle özdeşleştiğini düşündüğümüz ne genel başkanlar, ne milletvekilleri, ne il başkanları partilerini değiştirmedi mi?
Sonuçta siyaset kendi rutininde giderken, seçmen de bu oyunun bir figüranı olmaya maalesef devam ediyor.
Sözün özü, Karacabey ve Yenişehir’de sandıkta kaybeden Cumhur ittifakını, masada kazanmasından ötürü tebrik ediyorum.
Demokrasi galiba böyle bir şey, kim ne diyebilir ki?…