Home Köşe Yazarları Rusya ve Ukrayna / Mutlu Meydan

Rusya ve Ukrayna / Mutlu Meydan

0
Rusya ve Ukrayna

İki komşunun arasındaki savaş tüm dünyayı nasıl etkiliyor? Öncelikle savaşın getirdiği huzursuzluk bir kenara, herkesin, yani hepimizin dünyaya bağlı ve bağımlı olduğumuzu anlamamız lazım. Gördüğümüz gibi yağımız, şekerimiz, ekmeğimiz dünyadaki olaylara bağlı. Hiçbiri bizim elimizde değil.

Ayrıca görüyoruz ki dünyanın en güçlü ordusu kendisinden çok daha zayıf olan Ukrayna’yı yenemiyor, fethedemiyor ve başarısızlığa uğruyor. Açıkçası yeni dünyada kimse bir başka ülkeyi eskisi gibi fethedip ele geçiremeyecek. Bu artık mümkün değil, çünkü hepimiz dünyaya bağlı ve bağımlıyız. ABD bile ne Irak, ne Afganistan ne de başka bir ülkeyi kontrol edemedi. Sadece gitti, yaktı, yıktı ve mecburen eve döndü.

Aynı durum Rusya için de geçerli. Afganistan savaşının ikinci bölümünü yaşıyor. Putin buna en kısa zamanda son vermezse Rus halkı için daha kötü olacak. Putin’in koltuk sevdası -tüm politikacılarda olduğu gibi- egosunu daha da körükleyecek ve onu daha agresif yapacak. Yani akıl ve mantık elden gidecek.

Bu tüm ülkeler için böyle. Ben de şimdiden ümit ediyorum ki biz her hangi bir komşumuzla sıcak çatışmaya girmeyiz. Çünkü hayat bize artık savaşların kimseyi sonuca götürmeyeceğini ve aslında kaybeden tarafın genelde savaşı başlatan taraf olduğunu gösteriyor. Bu yüzden kendi sınırlarımızın güvencesi dışındaki yerlere sataşmak ve sıcak çatışmaya girmek bizi çok olumsuz etkileyecektir.

Birinin hala, bir savaş kazanınca kendisini büyük görüp hissetmesi, henüz yeterli insan olgunluğuna ulaşmamış olmasından kaynaklanır. Görüyoruz ki insanoğlu hala o olgunlukta değil ve hal böyleyken önümüzde ızdırap dolu yıllar olacak.

Ekonomik yaptırımlar sayesinde Rusya kımıldayamaz oldu. İhtiyaç duyduğu hassas elektronik parçaları tedarik edemiyor. Komik, çünkü Amerika’ya atacağı füzelerin çipleri Amerika malı. Diğer ihtimalle ise bu elektronik parçaları Çin’den almak zorunda ama alamıyor çünkü Çin, Rusya’nın yanında gibi gözükse de sadece klasik Çin oyununu oynuyor. Çin için zayıf Rusya çok daha önemli ve iyi. ‘Bırak birbirlerini yesinler ve sonra zayıflayınca ortam bize kalır’ diyorlar. Binlerce yıllık bir kültür: Çin dünyayı savaşla değil, parayla, tüm dünyada satın aldıkları topraklar, fabrikalar ve madenlerle yönetmek istiyor. ‘Savaşa ne gerek var? Biz sahip olalım, o zaman zaten herkes bize ait olur’ mantığı ile yıllardır arka planda çalışıyorlar. Gayet akıllıca ve yıllardır süren milli bir politika.

Türkiye olarak şu anda hiçbir taraftan yana olmamak ve iki ülkeyle de dengeli olmak doğru bir politika. Batı’nın bizi bir şeylere zorlamasına da izin verilmemeli, zira bizim başımız yanar, onlarınki değil.

Ekonomik yaptırımlar nasıl Rusya’yı kitlediyse biz de herhangi bir çatışmaya girersek bizi de aynen öyle kitler. Ne gerekli ham maddeyi temin edebiliriz ne de yiyeceğimizi. Zira artık kendi kendine yetebilen bir millet değiliz.

Hal böyleyken tüm partilerin milli politikalar konusunda hemfikir olması gerekmektedir.

Halkın var olması için gerekli olan ihtiyaçları temin etmede bağımsız olmak zorundayız. Bunun ötesindeki her şey ikinci planda olmalı. Zira en ufak ekonomik engelleme ile ne tarım ne savunma ne de başka bir sanayimiz kalır.

Kendimizi sadece turizm gibi bir iki sektöre döviz için bağlamaktan kurtulmalıyız.

Milli bir eğitim öncelik vermemiz gereken ilk şeydir. Tüm vatandaşların -tıpkı ülkeler gibi- birbirlerine bağlı olduklarını öğrenmesi gerekir. Herkesin iyi hayatının herkese bağlı olduğunu genç, yaşlı hepimiz öğrenmeliyiz. Zira bütünlüğünü ve birliğini kaybeden halklar zamanla eriyip çökerler. Batı ülkelerinin yabancıları ülkelerine alarak zamanla erozyon geçirip artık tükenmişliğe gelmeleri gibi… Dünyaya bakıp kendimize yeni bir yol çizmeliyiz.

Exit mobile version