Home Köşe Yazarları Şehirleri Sanatçılar Yönetseydi/ Oya Gündüz Aksu

Şehirleri Sanatçılar Yönetseydi/ Oya Gündüz Aksu

0

Eskişehir’e her gidişimde bozkırın ortasındaki bu kentin, nasıl olur da bir turizm kentine dönüşmüş olabileceğini hayretle izlerim. Odun Pazarı’nın tarihi dokusu, bir ege kasabasını andıran sokakları, Sazova Parkı, Porsuk Çayı, Cam Müzesi ve daha pek çok gezilmeye, görülmeye değer yerleri hayrete düşürür beni.  Bunu ancak kültür ve sanata, estetiğe ve insana değer veren bir yönetici yapabilir diye düşünürüm. Nitekim son belediye seçimlerine kadar başkanlık yapan Yılmaz Büyükerşen’in de bir sanatçı olduğunu biliyoruz. Türkiye’de ilk Eskişehir’de açılan, Yılmaz Büyükerşen’in çalışmalarının sergilendiği Balmumu Müzesi de şehrin kalbine yerleşmiş, kentin adı geçtiğinde ilk akla gelen müzelerden.

Peki nasıl oluyor da bir bozkır kenti, yerli ve yabancı binlerce turistin ilgisini çeken turizm kentine dönüşüyor?

Yılmaz Büyükerşen başkanlık yaptığı döneme ait, 2022 yılında “Eskişehir. Net” e verdiği bir röportajda bu soruyu şöyle yanıtlıyor;

“Turistlerin ilgisini çekebilecek pek çok turizm alanı mevcut ülkemizde. Biz bir ilki “şehir görme turizmi” ni yarattık. Eskişehir’de Büyükşehir Belediyesi olarak halkımızı rahat ettirecek olanakları yaratmaya çalışırken “sürdürülebilir belediyecilik” hizmetini benimsedik.  Neredeyse çeyrek asır bu görevi sürdürmekteyim. Hedefim gençlere ve çocuklara yaşayabilecekleri, gurur duyabilecekleri ve buradan gitmeyi istemeyecekleri işler bırakmak. Bunları sessiz sedasız yaptık, yapıyoruz. Ayrıca tüm bu projeleri yaparken büyük paralar harcamaktan kaçındık.

Sazova parkı bataklıktı örneğin. Projelerimizi belediyemizin çeşitli birimleri ile birlikte yürüttük. O işi nerede yapıyorsak onun iklimine uygun projeler yaptık. Eski yapıları yıkıp, yerine yenisini koymadık. Çoğunlukla kendimiz yetiştirdik, satın almadık. Tabiri caizse “kendin pişir, kendin ye” yöntemi ile yürütüyoruz çalışmalarımızı. Temel atma töreni yapmadığımız gibi ilginçtir ki işler ortaya çıkınca halk bizden önce sahipleniyor yaptıklarımızı“

Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir için yapabileceği projeleri henüz rektörlük yaptığı yıllarda   düşündüğünü söylüyor.  Bunların arasında çoğunlukla sanata yönelik projeler var. Devlet Konservatuarı, tiyatro salonları, senfoni orkestrası gibi.

“Bugün Türkiye’de en çok tiyatro sahnesi olan şehirdir Eskişehir. Senfoni orkestramızda her hafta repertuar değişmektedir. Çok prestijli yurt dışı konserler de verdi.” diyen Büyükerşen senfoni orkestrasıyla gurur duyduğunu da dile getiriyor.

Ayrıca müzeleri ile Uzak Doğu’da, Asya’da ve pek çok uzak memlekette bilinen bir şehir Eskişehir.

Sanata yakın olanlar, bir güzellik araştırması olan estetik bilimine de yakın olmak gerektiğini bilirler. Hangi sanat dalıyla uğraşırsa uğraşsın, sanatçı estetiği göz ardı edemez. Şehir planlamada estetik değerler dikkate alındığında, Eskişehir örneğinde olduğu gibi koskoca kent bir sanat eserine dönüşür. 

Yılmaz Büyükerşen, Sanat Sokağı, Kültür Sanat Merkezi. Büyük Sanat Oteli ve daha pek çok sanatsal değer taşıyan yapılara da ev sahipliği yapan Eskişehir’i, sanatçı vizyonuyla, yurt içi ve yurt dışı turizmine kazandırmış bir siyasetçi. Her şey bir yana, bir bozkır kentine denizi getirmeyi bile başarmış.

Daha ne olsun? Yöneticilerimiz dürüstlüğe, sanata, sanatçıya kıymet versin, yeter!

Exit mobile version