Bodrum dan, Halikarnas Balıkçısı’nın ebedi mavilikler ülkesi dediği Bodrum’dan, yine balıkçının öğretisiyle kocaman bir “MERHABA” ile selamlıyorum yeni okurlarımı. Doğduğum, doyduğum, nefesime güç veren, değerlerine her gün şükrettiğim memleketim Bodrum’a ve “Mustafa Kemal’in Türkiye’sine”, ülkeme sevdalıyım. Bodrum’un ve ülkemin geçmiş zamanlarına, değerlerine, hele hele kahvelerde, sokak aralarında toplanıp sohbet eden görmüş geçirmiş yaşlı insanlarına bakıp onlarla sohbet etmeyi, anılarını, yaşanmışlıklarını dinlemeyi çok seviyorum.
Değişmek, yaşamın değişmez bir gerçeği. Heraklius ‘’Aynı ırmakta iki kez yıkanamazsınız‘’ demiş. Çünkü ırmak da bizde sürekli değişmekteyiz. Her suya girişte ne o aynı ırmak ne de biz aynı biziz. Zamanı durdurmak mümkün değil. Geçmişi geçmişte bırakmak lazım geldiğini bilsek de bazen geçmişi yaşatmaya çalışmaktan vazgeçemiyoruz. Buna karşılık her yeni gün, yeni bir başlangıç oluyor. Yeni günlere nasıl anlamlar yükleyeceğimiz ise bizlere kalıyor.
Ülkemiz özellikle son 20 yıldır kendi sosyal, siyasal ve kültürel değişimini yaşarken; Bodrum ve çevresi de bu değişim ve dönüşümlerden fazlası ile nasibini aldı. Önlenemez bir biçimde de almaya devam etmekte. Küreselleşme denilen olgu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde, yaşadığım kasabada teknolojinin ve sermayenin hakimiyetine teslim olmuş durumda.
Dolayısıyla hızla yerel ve kültürel değerlerimizde yozlaşma sürecine girmiştir. Bu hızlı yozlaşma ve büyüme süreci özellikle altyapısını tamamlamadan başlayan plansız ve çarpık yapılaşmanın yoğun yaşandığı Bodrum gibi turizm bölgelerinde çok acı bir biçimde kendini göstermiştir. Bu acı sonuç da özellikle duyarlı memleket severlerin ortak kaygısı ve endişesi haline gelmiştir.
Bu nedenle, yerel Bodrum siyasetinin karar organlarında aktif olarak çalıştığım dönemde ‘’Anılarla Bodrum Sohbetleri‘’ adı altında Belediyemiz için de Bodrum Kent Müzesi’ni hedefleyen sözlü tarih çalışmalarını başlatarak gurup sorumluluğunu aldım. Aradan yıllar geçti, bizler hala anıları biriktirmeye, kayıt altına almaya devam ediyoruz. Amacımız gelecekte Bodrum ile ilgili tarih yazacaklara ilk ağızdan bilgi ve belge toplamak Bodrum kent belleğini oluşturmak.
Benim için çok önemli, hatta kutsal bir sorumluluk olarak gördüğüm çalışmalarımda samimiyetine ve dostluğuna inandığım, her şeyden önemlisi (çalışmalarını sadece ticaret olarak görmeyen nadir insanlardan biri), güvendiğim genç arkadaşım Onur Ulutaş ile tanışmamı şahsım ve Bodrum adına bir şans olarak görüyorum. Artık inanıyorum ki şimdiye kadar tarihe not düşebildiğimiz kayıtlar en kısa zamanda okurlarla ve memleket sevdalıları ile bir kitap ve belgesel görseller olarak buluşacak.
Yazar olmak çok onurlu ve kutsal bir sıfat. Sadece geleceğe not düşmeye meraklı bir ‘’yazan‘’ olarak zaman zaman sizlerle bu sayfada buluşmaya devam edeceğiz.
Sevgi ve saygılarımla bir kez daha MERHABA…
Nuran Yüksel / Bodrum
Eğitimci –Yazan
